En Ahmak Kişi
“ Sözlerin büyüsü, geçmiş ve şimdiki zamanın öncülerinin unutulmaz alıntılarında gizlidir. ”
Diye düşünüp aşadaki satırları sizlerle paylaşmayı düşündük...
Bende yok sabr-ı sükun, sende vefadan zerre. İki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre.
Urfalı Nâbi
Adamcağızın biri vefatına yakın, zengininde bir adammış oğluna bir vasiyette bulunmuş.
Demiş ki evladım sizden ricamdır malımı mülkümü size bıraktım şu kesecikte 100 altın var. Ben öldükten sonra şu 100 altını ben öldükten sonra gördüğün en ahmak kişiye bu altını hediye et demiş. Gün gelmiş emri hak vaki olmuş babası dünyadan göçmüş vasiyeti tutması icap eder almış 100 kese altını çıkmış ahmaK aramaya.
Ahmak çokturda babası demiş ki gördüğün en ahmet kişiye bu bir kese altını ver demiş. Birisiyle karşılaşmış bu olabilir ama demiş tam değil başkasınla karşılışmış bakmış bu da tam ahmet değil öteki beriki derken bir bakmış kalabalık, ahali toplanmış yaklaşmış hayırdır demiş nedir bu kalabalık neyi bekliyorsunuz?
Satrazam göçtü yerine yeni sadrazam geçeçecek onu grömek için toplandık, eskine ne oldu hayırdır demiş. Padişahımızın böyle celalli anına denk geldi, gazabına denk geldi az sonra kellesini vurucaklar yeni sadrazam da onun cesedinin üstünden atlayarak geçecek ve sadrazam koltuğunu oturucak.
Adamın dikkatini çeker, eskisi öldü padişah kızdığı için onun kellesini aldı yeniside bunu bile bile ve cesedinin üstünden atlayarak mı geçecek neden niye böyle bir gelenek var?
Bilsin diye başına gelecekleri bilsin ona göre ayağını denk alsın diye. Adam demiş ki aradığımı buldum, o arada eski sadrazamın kellesini vurmuşlar yeni sadrazam oranın usulüne göre eski sadrazamın üstünden atlamış koltuğuna oturmuş ahalide sıraya girmiş yeni sadrazamı tebrik ediyorlar. Bizim delikanlıda sıraya girmiş tebrik etmiş elini öpmüş cebinden keseyi çıkartmış sadrazama vermiş.
Sadrazam sormuş ne var içinde?
Delikanlı rahmetli babamın bir vasiyeti vardı o sebeple içinde 100 altın var demiş, sadrazam baban yeni sadrazama 100 altın ver diye mi vasiyet etti demiş. Bizim delikanlı efendim kurcamalayalım babamın vasiyeti yerine gelsin buyrun demiş.
Evladım niye veriyorsun diye üzerine gitmiş işin, delıkanlı babam ölmedne önce demişti; Bulduğun en ahmak kimseye bunu ver demişti.
Ahmak ne biçim söz ben sadrazamım, nasıl konuşuyorsun ahalinin en akıllı olmasam buraya beni seçeler miydi diye söylenir bizim delikanlı araya girer efendim bir saniye müsade eder misiniz?
Hayrolsun der sadrazam, delikanlı devam eder sizden önceki sadrazamda aynı bu şekilde koltuğa oturmuştu padişah efendi sinirlendi gazabına uğradı. Siz bunu gördünüz ve göre göre cesedinin de üstünden atlayarak geldiniz bu koltuğa oturdunuz. VALLAHİ bu altınlar sizindir sizden başkasına veremem.
Sadrazam bir süre düşündükten sonra delikanlıya dedi ki:
"Doğru söyledin, ben gerçekten ahmakmışım. Cesedinin üzerinden atlayarak bu koltuğa oturdum ama o cesedin sahibinin başına gelenlerin aynısının benim de başıma gelebileceğini düşünmedim. Bu altınları kabul ediyorum ve sana teşekkür ederim. Bu altınlar, bana bir ders oldu. Bundan sonra daha dikkatli davranacağım."
Sadrazam, delikanlıya altınları verdikten sonra onu sarıldı ve teşekkür etti. Delikanlı da sadrazamın bu davranışından çok memnun oldu.
Delikanlı, sadrazamın verdiği altınlarla babasının vasiyetini yerine getirmiş oldu. Ayrıca, sadrazamın başına gelenlerin aynısının başkalarına da gelmemesi için bir ders vermiş oldu.
Hikaye Hakkında
Akıl ve deneyimin önemi' dir. Hikayedeki delikanlı, babasının vasiyeti üzerine en ahmak kişiyi bulmaya çalışır. Ancak, delikanlı, deneyimsiz olduğu için, yeni sadrazamı en ahmak kişi olarak görür. Sadrazam ise, deneyimli bir kişi olduğu için, delikanlının kendisini ahmak olarak görmesinin yanlış olduğunu anlar.